TheRockUla
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

TheRockUla

TheRockUla
 
AnasayfaAramaLatest imagesKayıt OlGiriş yap

 

 110

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
C_mrc_R

C_mrc_R


Mesaj Sayısı : 302
Kayıt tarihi : 20/04/07

110 Empty
MesajKonu: 110   110 Icon_minitime22/4/2007, 13:37

110 110_editor1

110, Kadıköy Taksim hattının otobüs numarası çok mu çektiniz o yollardan?

İsim oradan geliyor zaten. Ben (Candan Tezel) Yıldız’da öğrenciydim zaten, çok kullandım o hattı. Aslında genele vurduğunuz zaman arkadaşların 110’la bir alakası yok. Yıldız’ın önünden 20 dakikada bir geçen otobüslerden bir tanesidir 110. Nereye giderseniz gidin aylık akbillerle aktarma yaparsınız 110’dan. Bende özellikle bir değeri vardır. Gruba isim koymak sancılı bir süreç olduğu hani 110 çıktı ve orda bıraktık. Ondan sonra hiç kimse başka bir isim koyalım diye diretmedi.

Bizim için özel olması da Taksim’in de Kadıköy’ün de aynı zamanda rock merkezi semtler olması.

Albümün ismi “Atomların Harika Dünyası”. Genelde albümlere isim olarak parçalardan birinin ismi verilir. Siz neden bu yolu tercih etmediniz?
Bizim de en sevmediğimiz şeydir. Gruba isim bulunduktan sonra albüme parça ismi koymak istemediğimiz için 110 yazıp internette araştırmaya başladık. 110’un aynı zamanda bir atom numarası olduğunu öğrendik. Sabit bir atom değil zaten. Sürekli dağılmaya bozulmaya müsait bir atom. Onun için sık kullanılan atomlardan değil. Orda araştırma yaparken 110 çıktı. Garipte bir ismi vardır. O sayfada bir link vardı. Wonderfoul World of atoms yazıyor İngilizce olarak. Biz de onu Türkçeleştirip kullandık. Albümün içinde tek tek parçalar anlatmasa bile bize biraz albümün genel soundunu aslında tanımlıyor. Albümün kaynağı gibi. Elektronik öğeler ön planda olduğu için duyduğumuz anda sempati duyduk.

F-1 ve F-2 isminde şarkılar var. Bu F’ler Formula’ya mı gönderme?
Aslında ikisi bir bütündü. F1 olacaktı parçanın ismi ama mastering aşamasında Fuad Domaniç öyle bir şey teklif etti bize. Dedi ki intro uzun, ben bunu ayrı bir track gibi yapayım.. Biz de tamam dedik. Aslında biz bütün olmasını tercih ederdik. O tamamen Formula’ya göndermedir.

Formulayı çok seviyorsunuz, oradaki hızı şarkılarla mı özdeşleştirdiniz? Arabalarla aranız nasıl?
İlk çıkışımızda Formula’nın ilk defa Türkiye’de yapılacağına dair bazı söylentiler vardı. Hız severiz, pistte olduğu sürece. Normal yolda olmaz. Arabaları ve hızı severiz.

Formula’da kimi tutuyorsunuz?
Kazananı… Amaç kim birinci gelirse gelsin gerçekten kaliteli bir yarış izlemek. Schumacher’i herkes tutar ama adam gerçekten iyi sürüyor. Müthiş bir adrenalin ve kontrol gerektiriyor bu yarışlar. Schumacher epey zamandan beri biliniyor. Aslında Formula’yı biraz da tekdüzeliğe sokmuştur ama son dönemlerde geçen sene artık birazcık renk katılmaya başlandı Formula’ya.

110 110_editor2
Albüm kapağınızda kelebek, klibinizde kelebek. Kelebeklere özel bir alaka mı var?
Rock grubu denince grup üyelerinin hepsi beraber poz verir sisli arka planlar olur. Biz de kendi yüzümüzü çok gösterelim diyen bir grup değiliz. O yüzden simgesel bir şey olması işimize geldi. Fotoğraflar Faruk Akbaş’a ait. Fotoğraflara kendimizi de koyabilirdik ama zaten bizden önce çıkan bir sürü grup var. Herkes kendi fotoğrafını kullandığı için dedik ki Rock grupları içinde sıradanlaşmayalım bir farklılık olsun. Biz başka bir şey deneyelim. Albüm kapağında başka bir şey olsun dedik. Bir de tarz itibariyle bu tip müzik yapan yabancı gruplara bakın hiçbir zaman albüm kapağında kendi resimleri yoktur. Genelde hep simgeseldir.

Siz nasıl bir müzik yapıyorsunuz?
Biz her türlü Rock müzik yapıyoruz aslında. Akustik parçasından tutun da elektroniğe kadar her türlü Rock konsepti, soundu içinde olabilecek parçayı içimizden nasıl geliyorsa yapıyoruz.

Nasıl buldunuz birbirinizi ve albüm yapma aşamasına hemen mi geldiniz?
Bir işe albüm projesiyle başlamadığımız için ilk başta biraz tabi yayıla yayıla yapılıyor o işler. Normalde albüm yapacağımızı bilseydik 6 ayımızı tamamen bu işe ayırırdık. Ama biz bu işe tamamen keyif için başlamıştık. Şubat ayında Ozan’la ben (Candan) başladık ilk başta.
Mehmet’i ben çok önceden tanıyordum aslında. Biz 2000 yılında Mehmet’le beraber bir tane demo parça yapmıştık. Bu albüme koymadık. Sınıf arkadaşım vasıtasıyla tanıyordum. Ama albüm aşamasının başındayken Mehmet’e daha hiç haber vermemiştik Sadece öyle konuşuyorduk. Ozan’la bar programından vazgeçelim dedik. Ozan’la bir bar grubumuz vardı. O yüzden vazgeçip beste yapmaya başlayalım dedik. Bir taraftan okula devam ediyorduk bir taraftan beste işlerini götürüyorduk. Ağırdan ala ala 1.5 yıl için yaklaşık olarak 50 tane parça yaptık demo yaptık. 1.5 senenin sonunda Mehmet’e gittik. Dedik bak böyle böyle parçalar var gelir misin. Çünkü grubun içine bir insan çağırdığınız zaman yaptığınız tarzı beğenmesi gerekiyor.

Can’ın müziğini biliyorum o yüzden tamam dedim. Baştan bir oluşum da gerçekleşmedi kaldığı yerden devam etmiş oldu.

Grubun içinde aslında Serkan Aktaş vardı. Bizim basçımız. Grup kurduğumuz zaman 3 ay sonra Serkan da katıldı ki parçalarda çok fazla emeği var. Albüm kaydından sonra Serkan’ı kaybettik rahatsızlığı vardı. Onun için sanki bazı yerlerde yokmuş gibi davranılıyor. Aslında Serkan’ın bu albümdeki emeği gerçekten çok fazla. O’nun vefatı tam albümün çıktığı döneme denk geldi. Tedavi görüyordu. Biz onu hep geri dönecek diye düşünüyorduk. Ondan sonra da şu mantık vardır popçularda da vardır: Birisi kaybolduğu zaman bunu basına yansıtır bunu bir reklam aracı olarak kullanırlar. Biz bunu istemedik. Bizim kaybımız, bunu herkesle paylaşmanın çok da mantıklı olmadığını düşündük. Herkesin böyle bir şeyi gazetelerden okuması anlamsız geldi bize. Bunun hiçbir şekilde malzeme olarak kullanmak istemedik. Bu yüzden çok fazla bahsetmek istemedik ama Serkan’ın bu albümdeki emeği gerçekten çok fazla bu da bilinsin istiyoruz.


110 110_editor3

Şarkılarınızda oldukça açık sözlüsünüz…
Düşündüklerimizi tutmadık çok fazla içimizde

Bu kadar açık sözlü olmanın bazen birilerini korkuttuğunu düşündünüz mü hiç?
Birinin yapması gerekiyordu yapan var aslında sadece biz yapmıyoruz. Biraz Kurban’da vardır o. Biz agresif durmayı seviyoruz. Normal hayatlarımızda belki çok fazla agresif olamadığımız için parçaların içinde agresif takılmayı seviyoruz bir parça. Orda içimizdekileri dökmeyi tercih ediyoruz. Zaten sanat ve müzik odur. İfade edemediğin bir şeyi müziğinle ifade edersin. Keşke parçalarda küfretmek serbest olsa. Konserlerde bazı parçalarda yapıyoruz.. Ama konser ortamı gerçekten samimiyse. Bizi gerçekten dinleyen sürekli takip eden insanlar varsa konserde yapıyoruz. Şöyle bir gerçek var, bilmediğiniz yerde bunu yapamazsınız, negatif bir elektrik verirsiniz. Sizi bilenler o parçanın orda onu istediğini zaten biliyorlar.

Gölge adlı şarkınız Gen filminde kullanıldı. Özellikle film için mi yazılmış bir şarkı?
O tamamen spontan bir durum. Bize böyle bir teklif geldi, parçayı beğenmişler. Herhalde filmle konsept olarak özdeşleştirmişler. Uygun olacağını düşündüler. Biz de tamam dedik.

Bundan sonra da müziğinizin filmlerde kullanılması ister misiniz?
Bunu ikiye ayırırız. Bir ticari açıdan bakılabilir bu işe bir de gerçekten müzikal anlamda. Bir dizi gelir konusunu gerçekten çok beğenirsiniz. 110 olarak yaptığınız müzik ona gerçekten yakışıyor olur, 110 adı altında müzik yaparsınız. Ama bir dizi gelir tamamen ticaridir para kazanmak içindir orda 110 adını kullanmayız. Müzik yaparız ama adımızın geçmesi çok önemli değildir.

Ama filmler için bir tercihimiz var. Müzik yapılacaksa bu filmde biraz ekstrem bir durum oldu ama mümkünse filmi daha önceden bilip filme göre bir parça yapmak çok çok daha tercih edeceğimiz bir durum.

Sizin çalışmayı tercih ettiğiniz bir yönetmen var mı?
Olur tabi ki. Çağan Irmak, Fatih Akın. Tabi yapacağı filme göre de değişir. 110 o filme uyar mı. Tarzından çok filmin senaryosu çok önemlidir. Çok iyi senaryo ve çok iyi oyunculuk varsa işin içinde ben bir yönetmen değilim bu işten çok iyi anlamam ama orda gerçekten o iş sizde bir şeyler kıpırdatıyorsa o film girilebilir.

Başka sanatçılara da çalıyorsunuz bu grup olma bilincini zayıflatıyor mu?
Tam aksine ateşleyen bir durum. İnsanların başka işlerde olmasının en büyük sebebi yeni çıkan her grubun olduğu gibi hiçbir grup yaptığı grup işinden ilk başta para kazanmaz. Para için de başlamaz ama o para kazanma dönemi bir iki sene sonra başlar. Doğal olarak grubu taşımak için başka işlerde de çalışır. Müzik anlamında. Bizde herkes müzisyen. Özellikle böyle bir grup işine girmenin amacı bunun bir şekilde açlığını hissetmek. Her müzisyen gönlünden geçen müziği yapmak ister böyle bir gerçek var. Dışarıya birine çaldığınız zaman oradaki parçayı katabileceğiniz ruh bir yere kadardır ama kendiniz yapıyorsanız kendinizi ifade edersiniz.


Programlar çakışsa hangisini tercih edersiniz?
Tabi ki 110. Biz giderken ilk şart herhangi bir çakışmada 110’un öncelikli olduğudur.

Bu albümde 110’u en iyi anlatan şarkı hangisidir?
Bitti mi’dir. Çünkü sonraki albüm için de göz kırpıyoruz. Bakın biz bu yoldan gideceğiz.

Nerelerde göreceğiz sizi bu yaz?
Festivallere illaki katılacağız. Biz yaz dönemini aslında biraz ikinci albümün kaydıyla geçirmek istiyoruz. Kasım ayında çıkarmak istiyoruz. Sorun çıkmazsa haziranda konserleri bitirip kayıtlara gireceğiz. Biz çok fazla konser vermiyoruz tek başımıza. Sebebi şu : Bizim albümümüzün süresi 38 dk. olduğundan çok fazla cover parça yapmak istemediğimiz için ve konserlerde aranılan kriter 1.5 saat olması dolayısıyla çok fazla konser vermiyoruz. Çünkü o süreyi başkalarının parçalarıyla doldurmak istemiyoruz. Ama şimdi ikinci albüm parçalarını çalmaya başlayacağız artık. 2007’den itibaren daha sık konser vermeye başlayacağız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
110
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
TheRockUla :: => MüZik TeaM :: Röportajlar-
Buraya geçin: